info@heal-all.com

Heal All Collective Newsletter İçin Üye Ol

Güncel makaleler ve etkinliklerden haberdar olmak için üye olun.

    J.J. Abrams Neden Gizem Dolu Senaryolar Yazıyor?

    Fotoğraf: Independent

    J

    enerikte yavaşça dönen isim, arka planda davul ve piyanonun gergin ritimleri ile buluştuğunda kalbinizin ritmi değişiyor. Bir anda aniden açılan bir çift gözü izlerken, biraz sonra bir şeyler tarafından şaşırtılacağınızı hissediyorsunuz. Yerde uzanmış, yara bere içinde kalan bu adamın, bu tropik ormana nasıl geldiğini merak etmeye başladınız. Çünkü adam da merak ediyor gibi görünüyor. Merakınız etraftan gelen garip sesler ve adamın şüpheci, şok içindeki yüzünü izlerken daha da artıyor. Karşıdan bir Golden Retriever görünüyor. Ne alaka ! Burası muhtemelen bir tropik orman. Daha da merak ettiriliyorsunuz.

    Bu hikaye bu zamana kadar gelmiş geçmiş en unutulmaz dizilerden biri olan Lost’un yaratıcısı J.J Abrams’ın zihninden çıkıyor. Merak uyandırmayı, gizemi ve sihri seven bu adam Görevimiz Tehlike, Star Wars: The Force Awakens gibi güncelliğini koruyan dünyanın en ünlü filmlerinin yazarı.

    J.J. Abrams Neden gizem içeren bu kadar çok şey yaptığını düşünürken hikayeyi başa sarıyor. Çünkü her zaman başlamak için bir neden vardır.

    Henüz çocukken, zihnimiz; ilgilendiğimiz ve dikkat verdiğimiz konularla kendini inşa eden bir makine gibidir. J.J. Abrams’ın çocuk zihni, radyo ve telefonların içini açıp, çalışmalarına sebep olan göze görünmeyen mekanizmaları inceleme fırsatı bulmuş.

    Bunun için dedesine minnet duyuyor. Bir çocuğun merakını bir yetişkin ateşler. Dedesinin bir elektronik firması var. Zamanla burada sattığı yedek parçalar ve kitler, torunuyla oynadığı oyuncaklar haline geliyor. Herkesin kanıksadığı vida ile tutturulmuş düzenekler, Abrams için “arkasındaki mekanizmayı görebildiği” ilginç oyuncaklar haline geliyor. Abrams “Dedem sadece mekanizmaların içini açmakla kalmıyor, aynı zamanda onlar hakkında garip şeyler duymamı da sağlıyordu” diyor.

    Yıllar içinde dedesine ait merakların yolunda ilerledikten sonra, kendi yoluna sapacağı bir an geliyor. Baskı işlerine merak salıyor ve kutu yapımı konusuna takıntılı hale geliyor. Nasıl oluyor da her bir parçanın belli adımlarla bir araya gelmesiyle içi görünmeyen, kapalı bir geometrik şekil elde edilebiliyor? Mutlak bir gerekliliği olan birbirine bağlı doğrusal parçaları bir araya getirerek, üç boyutlu bir kutu yapabilmenin bir tür kağıt mühendisliği olduğunu düşünüyor.

    Sihir ve kutu yapımına olan merakı, onu New York’ta köhne binalarından birindeki bir sihir dükkanında güya sihirli bir kutuyla karşılaştırıyor.

    Abrams yıllar önce sihir dükkanından aldığı ve üzerinde kocaman bir soru işareti olan bu kutuyu hala hiç açmadığını söylüyor. İçinde ne olduğunu bilmediği (eğer varsa?) bu kutu, gizemli hikayelerin, sürprizli içeriklerin ortaya çıktığı ofisinde, adeta kendine sergilediği bir sanat objesi gibi yıllardır duruyormuş. Bu dünyaca ünlü senaryo yazarı, hayatında gizemi korumak adına kendine harika bir sembol bulmuş.

    Neden kutuyu açmamış ?

    Bu kutunun sonsuz bir olasılıklar evrenini yansıttığını düşünüyor. Her şeyin mümkün olabileceğini, dolayısıyla sonsuz bir umudun olduğunun ve her zaman bir potansiyelin var olacağının hatırlatıcısı olarak görüyor.

    İçinde ne olduğunu merak etmemiş, çünkü gizemin bilgiden daha önemli olduğunu düşünmüş. Bilgi nihai bir son ise gizem sonsuz bir olasılıklar evreni. Bilgi bir yere doğru gitmek için kullanılan bir taşıtken, gizem hayal gücünde maceraya atılmak için adeta bir roller coaster.

    Hızdan, maceralardan ve sürprizlerden hoşlanmadığını düşünenlerimiz için bu yol gidilmeyen bir yolculuğu tarifliyor olabilir; ancak gözlerini açıp kendini daha önce hiç görmediği bir yerde bilinçsizce bulmuş bir adamı izlerken, zihnimiz bir sonraki adımı merak eden gizemli yola çoktan çıkmış oluyor.

    Abrams, yeni olan her şeyin zihnimizde bir gizemli kutu yarattığını düşünüyor. Yeni bir tanışma, yeni bir deneyim, filmde hikayeye dahil olan yeni biri… Star Wars’ta, filmin kahramanı Luke, Obi Wan Kenobi’yi bulması gerektiğine dair bir mesaj alır. Ancak kimdir bu Obi Wan Kenobi ? Gizemli kutu ! Burada hikaye değişecektir, yepyeni bir şeylerin olacağı, “arkasının görünmediği” yeni bir şeyler beklenmektedir.

    Gizemli kutular yalnızca fantastik kurgunun işi değil diyor Abrams. 60’ların sonlarında başarılı bir romantik komedi olan “The Graduate”filminde Elaine ve Benjamin’in araba sahnesini örnek veriyor. Elaine ve Benjamin arabanın içinde birbirleriyle konuşurken seyirci burada tek kelime dahi duymuyor. Abrams’a göre bu sahne de hayal gücünü ateşleyen bir gizli kutu. O sahneye istediği diyaloğu koyabilmek seyircinin zihnine kalıyor.

    Sana gösterilenlerle senin anladığın arasındaki boşluğu yaratan gizli kutulardır. Nasıl dolduracağınız her zaman size kalır.

    Instagram Feed

    Bu hata mesajını yalnızca WordPress yöneticileri görebilir

    Hata: 2 kimliğine sahip hiçbir akış bulunamadı.

    Bir akış oluşturmak için lütfen Instagram Akışı ayarlar sayfasına gidin.