info@heal-all.com

Heal All Collective Newsletter İçin Üye Ol

Güncel makaleler ve etkinliklerden haberdar olmak için üye olun.

    Ev Hayatımızda Neden Bu Kadar Önemli ?

    E

    vimizin hayatımızda önemli bir yeri var. Psikiyarist Alberto Aygia; evlerimizi seçerken, yuvamız olmasını istediğimiz alanlara ve hatta evin içinde odamız olmasını istediğimiz alana karar verirken, farkında olmadan bazı bilinçdışı mekanizmaların etkisine girdiğimizi söylüyor. Evleri; aile ortamının serpildiği, soy bağının ve kardeşliğinin başladığı yerler olarak düşünmek mümkün. Ev, ailenin her üyesi için ayrıca tasarlanır. Aygia’ya göre ev, rahatlığı ve yakınlar arasındaki desteği hissetmenin koşullarını yaratır ve biz de onun içinde kendimizi ifade etme olanağı buluruz. Ev; odalar, ortak alanlar, birlik alanları barındırır. Odalarda ayrı kalsak da aslında bir aradayızdır. Salonlar beraberliğin, yeniden buluşmanın yerleridir. Aile üyeleri aynı evde birlikteyken, yaşam deneyimleri ve anılar bir çatı atında toplanacaktır.

    Diğer yandan evler; dışarıdaki hayattan ayrılan, güvenilir bir çatı temin eder. “Evin Bilinçdışı” adlı kitabında Aygia da benzer bir vurgu yapar. “Ev bizi kapsayabilmek için sağlam olmalıdır. Yani kendimizi rahat hissetmememizi sağlayan alanın sınırlarını çizer, ve bize güven verebilmek için sert, yalıtkan ve dışarıya kapalı olmalıdır” der. Dışarıyı her zaman korunmamız gereken bir yer olarak görmesek de evin dışarıya kapanan kapısı bize çoğunlukla iyi gelir. Fakat aynı zamanda dışarıdan tamamen kopmamak ve etkinliklerimizi gerçekleştirebilmeye olanak tanıyan esnek ve açık bir yapısı da olmalıdır. Bu yüzden çoğunlukla balkonlu, verandalı veya bahçeli, mahremiyetin daha az yüklü olduğu evler seçmek isteriz. Dolayısıyla ev; her gün yaşayan, değişen ve nefes alan bir yerdir. Aygia, evin; psikoloji ile ilintili bir matematiği de olduğunu; çekirdekten itibaren beslenme, dışkılama, dinlenme, cinsellik, uyku gibi belirli bedensel işlevlere bağlanarak geliştiğini söylüyor. Girişe daha yakın yerlerde bir gündüz etkinlik alanı olarak mutfak, yemek odası, konuk kabulü gibi alanlar olurken; geceye dair etkinliklerin planlandığı yer evin daha uzak yerlerindedir çünkü burada bir mahrem vardır. Yatak odaları, banyo, tuvalet gibi.

    Henüz yeni taşınacağınız bir evi düşünün. Zihnimiz bu yaşanabilir alanı önce henüz hiçbir yerleştirme yapmadan sadece tasarlar, onu düzene koymayı ister ve kendimize mal etmeyi sağlar. Yani sadece eşyaların konumu değil, kendine iyi gelen objeleri, sanat eserlerini veya o evin içindeki “muhtemel” anılarını tasarlar önce. Sonra evin her bir üyesi eve bağlanır, onun üzerine titrer veya bazen de tam tersi olur, kendini bazen burada hapisteymiş gibi hisseder. Bu durum, evin bize iyi gelen neler barındırıp, barındırmadığıyla yakından ilgilidir der Aygia. Bu arada halen var olan olumsuz veya halledilememiş meselelerimizle tasarladığımız evlerin, o olumsuzlukların hayatımızdaki devamını sağlayan silüetler ve materyaller olduğunu düşünür. Dolayısıyla olumsuz hisler hissettiğimiz alanların varlığı bir gün fark edilmek ve halledilmek üzere bekler diyor Aygia.

    Instagram Feed

    Bu hata mesajını yalnızca WordPress yöneticileri görebilir

    Hata: 2 kimliğine sahip hiçbir akış bulunamadı.

    Bir akış oluşturmak için lütfen Instagram Akışı ayarlar sayfasına gidin.